Daha yaygın olarak ölçülebilir, fiziksel mesafeyi içeren bağlamlarda kullanılır. Dilimize genelde ‘Uzaktaki, daha uzak, daha ileri, daha fazla…’ şeklinde çevrilir.
He threw the ball farther than anyone else. Topu herkesten daha uzağa fırlattı.
The hiking trail continues farther into the forest. Yürüyüş yolu ormanın daha ilerisine doğru devam ediyor.
The car broke down, so we had to walk farther to reach the next town. Araba bozuldu, bu yüzden bir sonraki kasabaya ulaşmak için daha fazla yürümek zorunda kaldık.